Şimdiki çocuklar yamalı pantolon giymenin ne demek olduğunu bilmiyorlar. Top oynamaktan, sokakta koşturmaktan aşınan, yırtılan pantolonlarımızın özellikle diz kısımlarına annelerimiz yama yaparlardı. Bazen canı çıkmış başka bir pantolonun arka cebini, bazen de tuhafiyeden aldıkları şekilli yamaları kullanırlardı. O pantolonları giyip sokağa çıkmaktan utanmazdık, arkadaşlarımızın fakir olduğumuzu düşüneceklerinden endişe etmezdik çünkü bu bizim için “en sevdiğimiz pantolonu” bir süre daha giyebilmek anlamına gelirdi, mutlu olurduk.
Şimdi hiçbir çocuğun arkadaşlarının karşısına yamalı pantolonla çıkmak isteyeceğini sanmıyorum. Artık ailesinin ekonomik durumunun iyi olmadığı her halinden belli olan çocuklar bile yamalı pantolon giymiyorlar, bir pantolonun dizi yırtıldıysa mutlaka yeni bir tane alınıp eskisi çöpe atılıyor çünkü herkes nedense olması gerkenin bu olduğuna inanıyor.
Lise 1. sınıfa giden kardeşim benden Sony marka bir cep telefonu istiyor. İstediği telefon yaklaşık 400 lira civarında fakat onu alırsam bile tam anlamıyla tatmin olmayacağını biliyorum çünkü arkadaşlarının çoğunda iPhone varmış. Yani düşünsenize orta halli bir ailenin neredeyse bir aylık mutfak masrafını kullanarak kardeşinize telefon alacaksınız fakat çocuklarına iyilik yaptıklarını düşünen aileler yüzünden bu hediyenin tam anlamıyla amacına ulaşmasını sağlayamayacaksınız.
Tutup o ailelere “yahu bu çocuğun eline öğretmeninin bile alamaya gücünün yetmediği milyarlık cihazı neden veriyorsun?” diye sorsanız “Ne yapsaydık çocuğumuzu mahrum mu bıraksaydık? Biz anamızdan babamızdan görmedik, bari o görsün” derler. Bunu söylerken de çocuklarını doyumsuz, profesyonel tüketiciler haline getirdiklerinden, hem çocuklarına hem de topluma kötülük yaptıklarından zerre haberleri yoktur.
Varlıklı olmamanıza rağmen, yamalı pantolon ve futbol topu ile mutlu olması gereken çocuğunuza sırf kendi egonuzu tatmin etmek için iPhone verip, iPhone sahibi olması gereken yaşta neyle mutlu olacağını düşünmüyorsanız, topluma sağlıklı bir birey kazandırabilecek donanıma sahip olup olmadığınızı tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
12 yorum
Maalesef çok değişik bir toplum haline geldik. Evde yiyecek yemeğimiz yok ama cebimizde iphone var. Yazıyı okuyunca aklıma kadife kahverengi bir pantolonum geldi. Bir tarafının dizi yırtıldı diye 2 dizine de “Top Gun” armalı yama dikmişti annem. Şimdiki çocukların ne bizler gibi yaşamasını bekliyorum ne de bizler gibi dostluklara sahip olmasını… Sokağa çıkarken yarım ekmek-domatesini arkadaşıyla paylaşan bölüşen insanlardık biz. Okumadığımız ya da kullanmadığımız eşyalarımızı (oyuncak,dergi,kitap) mahallenin orta yerinde sergi açıp satmaya çalışan akşama doğru satamayınca da sıkılıp arkadaşlarına dağıtıp top peşinde koşturmaya giden insanlardık. Maalesef günden güne tüketen hatta “sadece tüketen” bir toplum olduk.
Yapma böyle ne kadar fakir oldugumu hatırlatma bana :) 30 yaşında çalışan biri olarak kotun ağ kısmı yamalı..1 sene daha idare etsin :))
Yamalı çoraplar :) misafirliğe giderdik bir yere ama kimse ayağımızdaki çorabın yamasına bakmazdı. Çok güzel bir yazı olmuş…
Harika yazı olmuş,nerde o eski çocuklar…Malesef kimse istemeden böyle israf noktalarına geldik.Ama en azından senin gibi geçmişi ve geleceğini görebilen insanlar var.İlerde çocuğun olursa inşallah böyle yetiştirirsin :)
36 yaşındayım, çocukluğumdan hatıralarım saymakla bitmez ama hep derim, “eskiden daha mutluyduk” teknoloji+şehirleşme çokta iyi değilmiş onu anladım. çocukluğumda mahallemizdeki komşularımızın kapıları kilitli değildi, oyunda susayınca koşarak dalardık birine içerideki çeşmesinden su içer yine koşarak çıkarken o arada komşu teyzenin hazırlayıp elimize tutuşturduğu salçalı ekmeği yerdik. int+online oyun+facebook+cep tel+televizyon yoktu ama akşama kadar oynayıp müthiş eğlenirdik. arkadaştık, öteki mahalledeki iş merkezinin yangın merdivenlerinde akrobatlık yapıp adrenalini arttırırdık :)
Şimdiki çocuklar beckham gibi saçları, az sonra kıçından düşecekmiş gibi saldıkları kot pantalonları ile şehir merkezlerinde ellerinde telefon ve o garip telefon tutuşu ile (Not: telefon kontörlü ama kontörü ekside) gezinmekte. 3 kuruşluk halleri ile 10 kuruşluk havaları var.
Harika bir yazı olmuş hocam.Ellerine sağlık, başka ne söylenebilir kii?
Eskiden birçok şeyin daha güzel olduğunu söylemek gerekir. Oyunlar aklıma geldi şimdi :) Az mı saklanbaç oynardık gecelere kadar ya :D
yahu görüyorum 10 yaşındaki veletlerin elinde 2500 liralık iphone 4s, tek yaptığı oyun oynamak müzik dinlemek, ipod touch yeter de artar bile. çok gereksiz işler bunlar, bir de şu iphone kullanan yetişkinler belirli bir testten geçmeli, geçen biri bana dedi “android diye birşey varmış” ben de “evet” dedim, elindeki iphone’u göstererek “buna yükleyebilir miyiz ondan” dedi, güldüm, gözlerimin kenarından yaşlar süzüldü fakat sinirden. teknolojiden hiçbir şey anlamayan insanlara ve küçücük çocuklara nasip olan bu tür şeyler bize nasip olmuyor vay arkadaş ya.
Benim annem de yapardı o yamalardan, bir de yama fiyakalıysa çokta hoş olurdu :) Hatta dizi yama kaldırmaz pantolonu kesip şort olarak giydiğimi bile bilirim küçükken, Allah’a şükür fakir de değiliz çift memur maaşı..
Mükemmel bir yazı olmuş. Her satırına katıldım ve kendimi buldum. TRT’de seksenler diye bir dizi var caner, o da bu tarz şeyler üzerine izleyebilirsin, Leyla Mecnun kalitesinde bir dizi, 1-2 bölümden sonra bağlıyor kendine. Güzel anıları hatırlattığın için teşekkürler.
Arkadaş şu iphone nedir biri de bana anlatsın, olayı nedir, gerçekten bilmiyorum, tek bildiğim yarım elma gönül alma.
Güzel bir yazı abi.. üreten insanları üretmenin birinci şartı onların her istediğini ellerine vermemektir.. adamın o yaşta iphonu olursa.. değil mi? adam niye micadelisini versin ki.. niye araştırsın okusun çabalasın .. çöp kafa olmanın okulu yok ki.. bizde bu böyle.. evet aslında teknolojinin de etkisi olabilir ama daha çok nemelazım bananecilik var.. bugün iphone al, yarın ne alacaksın? altına araba da al .. prensler gibi büyüyen gençleri gördüğümde onların %90 üretme zihniyetinden uzak, sadece eleştiren // üretmeyen genelde böyledir // insanlar olduğunu gözlemliyorum..
Çok doğru söylemişsin. 90 doğumluyum bir kendi çocukluğuma bakıyorum bir şimdikine. Çokta yok arada 10 senede bu kadar büyük değişiklik bu kadar fark inanılmaz.