Ninja Kaplumbağaları bilmeyenler, duymamış, işitmemiş ve ömrü hayatında en az bir kere “Tiineç muttın nincı-töörıls” şarkısını söylememiş olanlar az biraz dışarı çıksın, kalanlarla bi’şey konuşacağım.
Hatırlarsınız biz hafta içi okula gitmemek için hasta numarası yapan, o yataktan kalkmamak için türlü dolaplar çeviren veletler olarak haftasonları sabah ezanına müteakip uyanır, kargalar bile kahvaltılarını etmeden televizyonun başına dikilirdik. Neden? Ninca Kaplumbağalar’ı izlemek için. Dünyanın en saçma çizgifilm karakterleri ile Şireydır’ın amansız mücadelelerini hayran hayran takip ederdik. Bu çizgifilm vesilesiyle “Büyüyünce yapacağım şeyler” listeme üç madde daha eklemiştim: Kanalizasyonda yaşamak, kaykay sürmek (mi kullanmak mı artık her ne deniyorsa) ve ançuezli pizza yemek.
Bizdeki kanalizasyon sistemlerinin gavurlardaki gibi içinde at koşturulacak büyüklükte olmadığını öğrendiğim gün ilk madde yalan oldu. Çarşıda pazarda kaykay benzeri çakma oyuncaklar görüyordum, üç beş ağlayıp zırlasam anama babama aldırabilirdim de ve fakat bizim mahallelerin asfalt veya döşeme yerine taş toprakla kaplı olması kaykay sevdasından da vazgeçmeme neden oldu. Gerçi daha sonra jilet gibi bir yolda gerçek bir kaykay kullanma şansım oldu ama daha ilk adımımda pekmezimi akıtma tehlikesi atlattığım için bu olayın da bana göre olmadığını anladım.
Ançuezli pizza ise çekiciliğini uzun süre korumaya devam etti. Her duyduğumda aklıma Mikelanjelo geldi. Bu veya diğerlerinden biri ançuezli pizzayı o kadar çok seviyordu ki, iskenderi olsun lahmacunu olsun alayı yalandı. Hani hiçbiri sevmiyorduysa bile ortamda sürekli bir ançuezli pizza geyiği döndüğü için bu mereti ölümüne merak ediyordum. Biz fakir Türklerde böyle şeyler bulunmazdı neticede, bu her şeyin en iyisini, en güzelini tüketen Amerikalılara has bir şeydi.
Sonra ançuezin ne olduğunu öğrendim… Bugün biri çıksa, “Caner, yetişkinliğin getirdiği en büyük hayal kırıklıklarından ilk aklına gelen nedir?” diye sorsa hiç düşünmeden “Ançuezli pizza” derim. Dönüp yüzüne bakmadığımız, anamızın bize yedirmek için kırk takla attığı hamsiyi adamlar ezme yapmışlar, içine iki tutam zerzevat katıp pizzalarına malzeme diye eklemişler. Ninja hayvanlarının ançuez yukarı ançuez aşağı diye konuştukları şey bildiğin balık ezmesiymiş meğer.
İşte hayat böyledir sevgili dostlar, hayal kırıklıklarıyla doludur. O yüzden yeşili sevelim, doğayı… Şaka şaka. Balıklı pizza mı olur lan? Düşüncesi bile midemi kaldırıyor yeminle.
9 yorum
Vay arkadaş gerçekten bu balık ezmesi miymiş?!? Kendimi o kadar kandırılmış hissettim ki şu anda evde bırakılan çocuk gibiyim.
Yıllar önce (20 kadar) sırf bu sebepten sözlük sözlük aramıştım. bulduğum sözlükde de hamsi yazmıştı sadece :)
Keşke sadece hamsi olsa gene iyi çoğunlukla onun yavrusuna derler ançüez diye :)
Hele bunun tuzlanıp güneşte kurumuşunu getirin bizim Rus turistlere kilo kilo satarsınız, tecrübeyle sabittir. ;)
Ançuezli değilde genel anlamda pizzaya düşkünlüğümün nedeni bu tosbağalardır herhalde hakkaten beynime işleyen en büyük subliminal mesaj budur yani..:) Sonradan çizimleri bozuluncaya dek 15 /16 yaşıma kadar izlediydim ya la..:)
Caner çok yaşa daha dün üç yaşındaki oğlum dönüp bana baba ançüez ne diye sorduğunda senin makalen sonrası cevap verdim ve oğlum tatmin oldu cevaptan. :D
aynı hayalkırıklığını bende yaşamıştım. ismi bu kadar jenerik olup kendi bu kadar tırt demeyelim de basit bir malzeme olması, nihayetinde herkesin damak zevkine uymayacak bir “deniz ürünü” olması ilginç gelmişti.
ben ançuezi hep bir peynir çeşidi olarak hayal etmiştim.
neyse fazla geç olmadan 25 yaşında gerçeği öğrendim. hiç bilemeden ölüp gidebilirdim de.
ayrıca reklam, özentilik ve insanların manipule edilebilmesini de bu pizza ile öğrendim, balıktan nefret eden, kokusuna
dayanamayan arkadaş, ançuezli pizzayı sırf isminden ve herkesin sevmesinden(!) dolayı löp löp götürürdü.
Hakkaten ançuez peynir ismi gibi geliyor akla ya..:))
Valla ne yalan söyleyeyim ben de soslu moslu peynir gibi bir şey zannediyordum. Subliminal mesaj mı verdiler algımızla mı oynadılar ne yaptılarsa artık :)
Şimdiki çocuklar BEN10 gibi çizgi karakterlerin resimleri basıl kıyafetler giydiğinde bunlarda bişeymi ya ya diyorum bizim zamanımızda çizgiler daha gerçekçi daha sıcak cana yakındı ya şimdilerde şöyle adam akıllı çizgi karakterler çıkmıyor hiç yeni olarak ne varsa gene eskilerde var.. Benim siyah bir sweatshirtüm vardı Donatello ‘nun resmi vardı büyüdğüm için o artık üzerime olmadığı için üzülürdüm ya.. Hakkaten sevmiştik ya süper kahramanlarımızdı kaplumbağalar bizim..