Lumia 920 telefonumu kimseye satamıyorum, gelsin Nokia geri alsın!

Şöyle dönüp 6 ay geriye bakıyorum da bu ağzına tükürdüğümün telefonunu almak için ne heves etmiştim arkadaş ya. Ama kimseye bir şey demeye hakkım yok çünkü suç bende. O gün, o Türksel Mağazasına giderken bütün arkadaşlarım koluma bacağıma yapışıp “Etme eyleme Caner, nolur alma bu telefonu” demişlerdi de hiçbirini dinlememiş, gözü karartıp bir de tiko para verip almıştım. Gerçi şimdi mantıklı biçimde düşününce o dönemki olayın çok basit olduğunu anlıyorum: Nokia bana büyü yaptı. Sadece bana değil tüm teknoloji meraklılarına yaptı. Reklam filmlerinde bilinçaltı mesajlar mı gönderdi, yediğimiz içtiğimiz şeylere sistemli biçimde okunmuş eşek dili, domuz toynağı mı karıştırdı artık ne yaptıysa teknolojiden az buçuk anladığını düşünen kimseler olarak resmen basiretimiz bağlandı. İçerisinde Windows Phone işletim sistemi bulunan bir telefonun gerçekten iyi olabileceğine inandık. Kendi adıma konuşayım, “Nokia ve Microsoft gibi alanında tecrübeli iki dev firma birleşip bir ürün ortaya çıkaracaklar ve o ürün kötü olacak hemi? Yok canım daha neler.” demiştim.

Bugün 1.600 TL’yi takır takır sayıp satın aldığım Nokia Lumia 920‘nin ekranına her baktığımda, Windows Phone’un o monoton ekranını gördükçe resmen içim kararıyor. Daha önce hiçbir teknolojik oyuncağım için bu kadar büyük bir pişmanlık duymamıştım. Şunu çok net söylüyorum, fanboyları geçelim onlar sevdikleri marka suratlarına yellense “Oh ne güzel serinledik” derler. Hani şu inceleme siteleri var ya, teknolojik cihazları herkeslerden önce inceleyip sözüm ona artılarını eksilerini objektif biçimde ortaya koyarlar. Hah işte o adamların samimiyetlerine de artık zerre inanmıyorum. Zaten markalar bunlara “Al sana şu ürünümü hediye edeyim sen de şöyle güzelinden bir inceleme yazısı çak” demiyor mu? Samimi kişileri ve kuruluşları tenzih ederim ancak bunların büyük bir çoğunluğunun amacı çaktırmadan reklam yapmak. Bir tanesi de “Bok gibi telefon sakın almayın” demez mi arkadaş? Demediler. Hep çok güzel fotoğraf çektiğinden, işte lensinin Karl Zeyis olduğundan falan bahsettiler, artılarını abartıp eksilerini sinsice gizlediler. Açıkca söylüyorum bu Windows Phone dedikleri olay kesinlikle işletim sistemi falan değil. En iyi ihtimalle kullanıcı arayüzü denebilir ama işletim sistemi asla değil. Dosya ve klasör kavramlarının bulunmadığı, resimlerin, müziklerin adam akıllı organize edilemediği, taşınamadığı, kesilemediği, kopyalanılamadığı, internetten tam anlamıyla dosya indirilemediği, tüm işlevlerin yarım yamalak çalışan uygulamalara yüklendiği bir platforma işletim sistemi demek bana ters arkadaş. Yahu en basitinden internetten bir PDF dosyası indiriyorsunuz ama dosyanın nereye gittiği, nereye kaydolduğu muamma. Öyle yolunu bulayım ismini değiştireyim falan hikaye. Arkaplan diye bir şey yok arkaplan…

Elbette ben her ne kadar kendilerini anlamakta güçlük çekiyor olsam da “Sen kullanmayı bilmiyon, aslında her şey var, her şey çok güzel” diyenler çıkıyor ancak olay harbiden öyle değil. Her adımınızda sürekli belli bir hareket alanına kısıtlandığınızı hissediyorsunuz. Bu Windows Phone sayesinde ben o beğenmediğim Android’in ne kadar şahane bir işletim sistemi olduğunu öğrendim, kıymetini anladım. Market deseniz terk edilmiş vahşi batı kasabaları gibi, yollarda o yuvarlak saman topları yuvarlanıp duruyor. Nokia ve Windows’un elinden çıkanlar haricinde adam akıllı 3. parti uygulamalar yok. Nasıl olsun ki? Microsoft’un, işlevi geçtim arayüze bile müdahale ettiği bir tutumdan söz ediyoruz. Adamlar geliştiriciye “3D, gradyan dokular, butonlar, öğeler kullanma. Olabildiğince çirkin, tekdüze bir arayüz oluştur yoksa markete sokmayız. Biz buna ‘içerik odaklılık’ diyoruz” gibi dayatmalar yapıyorlar. Tamam kuralını kaideni anlarım ama sen henüz diğerlerinin yanında esamesi bile okunmayan bir markete sahipken yine o dayatmacı Microsoft tutumunu sergilersen, cin olmadan adam çarpmaya çalışırsan kusura bakma ama marketim gelişsin diye daha çok beklersin. Hadi ben konuya yanlış bir açıdan bakıyorum hatalı analiz yapıyorum, peki iOS’tan Androide, desktopa ve hatta tost makinasına kadar her platformda çalışan uygulamalar geliştiren adamlar neden bu ağzına tükürdüğümün Windows Marketine bulaşmıyorlar? Neden popüler 100 uygulamadan 90 tanesi WP platformunda bulunmuyor?

Tamam konuya duygusal yaklaşıyorum, agresifim, yaşadığım hayal kırıklığının etkisindeyim. Size şu anda olanı söyleyeyim, arkadaşım Bünyamin’le birlikte memleketteki nerdeyse bütün telefoncuları dolaştık. Sonradan “Abi bu nedir ya? Keşke aldığımız cevapları videoya kaydetseydik” dedi, yemin ediyorum keşke kaydetseydik çarşaf çarşaf yayınlamaktan büyük bir zevk duyardım. “İkinci el telefon alıyor musunuz? Takas yapıyor musunuz?” diye kapısını çaldığımız bütün telefoncular istisnasız biçimde “Sizde ne vardı abi?” diye sorduktan sonra “Nokia Lum…” lafını duyar duymaz, sözümü bile bitirmeme fırsat vermeden “Aman abi uzak dursun, almıyoruz da satmıyoruz da” diyorlar, sanki ağız birliği yapmış gibi. Bakın 300, 500 verelim, ölü pahasına sayalım falan demiyorlar, ne takasa giriyorlar ne de herhangi bir öneri sunuyorlar, Nokia Lumia lafını duyunca kesinlikle bulaşmıyorlar.

An itibariyle durum bu, ne satabiliyorum ne takas yapabiliyorum. Şu anda aklımda bunu elden çıkarıp Sony Xperia Z ile o muhteşem, candan öte can Android dünyasına kesin dönüş yapmak var fakat bu lanet olasıca cihaz elimde patladığı için bir şey yapamıyorum. 1.600 TL’ye aldım ama yeminle söylüyorum birileri 950 TL falan verse hiç düşünmem anında kitlerim. Sahibinden ve Gittigidiyor gibi platformlara telefon konusunda güvenmiyorum çünkü IMEI numaralarının araklandığı, parça değiştirilip iade edildiği gibi şeyler duyuyorum o yüzden riske girmeye hiç gerek yok.

Duy sesimi Nokia, gel bu cihazı benden geri al tatlı tatlı yollarımızı ayıralım. Yoksa elime bir kamera alıp o telefoncuları tek tek yeniden dolaşacağım, var gerisini sen düşün.