Huzurlarınızda yeni oyuncağım: Cyborg R.A.T. 9 Mouse

Evet sevgili dostlar size bir maus açgözlüsü olduğumu söylemiştim. Şu yazıyı yazdıkdan hemen sonra, bir gece daha uykusuz kalamayacağıma kanaat getirerek gittim siparişimi verdim cihazı aldım. Alışveriş süreci çok güzeldi, pek bilinmedik bir siteden aldım ve siparişimin hemen ertesi günü kargo elime ulaştı. “Hacılar gelin az biraz indirim neyin yapın, sponsor olun ben de reklamınızı yapayım” dedim, hiç düşünmeden reddettiler o yüzden isimlerini zikretmeyeceğim.

Beni az çok biliyorsunuz, bir cihazı satın almaya karar verdiysem mutlaka tasarımına vurulmuşumdur. Teknik özellikler her zaman daha sonra gelir ve sırf bu gereksiz huyum yüzünden evim büyük heveslerle satın aldığım, çok güzel görünen fakat hiçbir naneye yaramayan teknolojik cihazlarla doludur, Nokia Lumia 920 bunun en yakın örneği.

Cihaza gelecek olursak; tam bir tasarım harikası, bu açıdan tam beklediğim gibi çıktı. Hatta bu tip oyuncaklardan hoşlanan sevgili patronumun eline alıp inceledikten sonra “Şimdiye kadar gördüğüm en güzel maus” demişliği bile var. Malzemesi kaliteli, elinizle temas eden yerler şu terletmeyen, kaymaz soft plastikten üretilmiş. İki adet lityum iyon özel üretim bataryası var (oyunlardaki batarya tasarımlarına benzetilmiş), biri şarj olurken diğeriyle cihazı kullanmaya devam edebiliyorsunuz. Tak çıkarlı oynar başlıklı bir sürü aksamı ve hemen arka kısmında, cihaza en büyük enteresanlığı katan alyan anahtarı var.

Ben gavuristanda çekilmiş inceleme videolarına istinaden metal kutu içinde gelmesini bekliyordum fakat baya bodozlama bir karton kutuda geldi. Kutu tasarımı fena değil fakat güzel memleketimiz “Cihazınızın aksamlarını bu özel kutuda saklayın, kendinizi kollektör gibi hissedin” duygusundan mahrum bırakılmış. Bunun yerine “Cihaz parçaları elbise dolabındaki karton kutuda duruyor, oynamak istediğin zaman git al” denmiş.

Maus üreticileriyle uyuşamadığımız başlıca iki konu var, ilki ağırlık. Logitech olsun diğer firmalar olsun “Ne kadar ağır o kadar iyi” gibi bir algıya hizmetle öküz toynağı gibi ağır, kullanırken kalori yakmanıza neden olan cihazlar üretiyorlar. Cyborg’cüler ise bu olayı kullanıcı tercihine bırakmak gibi bir güzelliğe imza atmışlar. Cihazla birlikte gelen her biri 6 gramlık somunlardan dilediğiniz kadarını takıp çıkararak cihaz ağırlığını keyfinize göre ayarlayabiliyorsunuz. Bana boş kasa bile ağır geldiği için hiçbirini kullanmıyorum o ayrı.

Bir diğer konu da kayganlık. Yahu ben mi yanlış biliyorum yoksa üreticiler bunu kasıtlı olarak mı yapıyorlar anlayamadım. Fizik kuralları diye bir şey var, yüzey ne kadar geniş olursa sürtünme o kadar artar. Maus dediğin zımbırtının altında en fazla 4 tane, minicik yuvarlaklar halinde temas noktası olmalı. “Teflonla kapladık” deyip cihazın altını komple temas yüzeyi haline getirmek hangi akla hizmetledir? Ben bu aletin altında yumurta pişirmeyeceğim ki, maksadım headshot yapmak. Ayrıca teflonla kaplanmış olmaları bir şey değiştirmiyor zira iki gün sonra yine aşınıp masa zımparası haline geliyorlar. Gerçi o zımbırtıları 3 dolara, 5 dolara ek ürün diye satıp sinekten yağ çıkarma peşindeler ya neyse.

Cyborg R.A.T 9’da da aynı geniş temas yüzeyi sorunu var. 40 dolar verip süper kaygan bir maus ped (evet, herifler alt tarafı bir pedi 40 dolara satıyorlar) almadıkça esas amacına hizmetle, yani oyun mausu olarak kullanmak zor, en azından benim masamda zor.

Hoşuma gitmeyen noktalardan bir diğeri de öküz gözü gibi bir wireless alıcısına sahip olması. Başka bir odaya bile gitseniz çeker deniyor (gerçi böyle bir şeye kim neden ihtiyaç duysun o da ayrı bir konu) ama insan kutuya bir tane de o alıştığımız küçük USB alıcılardan koyar. Bu portatifliği tamamen baltalayan bir olay çünkü gittiğiniz her yere haybeye o kocaman istasyonu da taşımak zorundasınız. Program arayüzü başarılı fakat aynı şey fonksiyonellik için geçerli değil. Oluşturduğunuz profilleri, tuşlara atadığınız görevleri kaydedip cihaz üzerinden tek tuşla değiştirebiliyorsunuz, dahası cihazın web sitesinden oyunlar için özel olarak hazırlanmış profiller indirebiliyorsunuz gel gelelim varsayılan profil ayarlamak gibi bir seçeneğiniz bulunmuyor. Bilgisayarı her açtığınızda program arayüzüne girip kendi profilinizi tekrar load etmeniz gerekiyor. Bunun bir sonraki yazılım güncellemesinde giderilecek bir eksiklik olduğunu düşünüyorum, sırf bu işi yapmak için ortaya çıkan 3. parti yazılımlar olduğunu benim gibi üreticiler de göreceklerdir.

Sonuç olarak Cyborg R.A.T. 9 gerçekten güzel, sahip olmaktan mutluluk duyduğum bir alet fakat öyle kutusunun üzerinde yazdığı gibi “Best gaming mouse” falan değil. Tempra motoru takılmış bir Ferrari ne kadar “best” ise o kadar “best“. Fonksiyonellik açısından benim emektar Logitech G700‘üm ile karşılaştırınca boynu bükük kalıyor öte yandan kullanırken gören herkesin “Oha bu ne lan?” diyeceği, benim gibi endüstriyel tasarım manyaklarını helikopter böceği gibi kendine çeken bir yapıya sahip. Yani tasarıma 10 puan verirsem kullanılabilirliğe en fazla 6 veririm.

Dip not: Galeri fotoğraflarını, telefonu elimden geldiğince titretmemeye çalışarak Nokia Lumia 920 ile çektim. Hani her yerde bangır bangır “Çoh şahane profesyonel fotoğraf çekiyor, Karl Zeyis lens var” diye reklam yapıyorlar ya, buyrun sonuç bu.